Dağ Gibi

Uçhisar Güvercin Vadisi üzerinden Erciyes’i seyrediyorum. Daha doğrusu sanki göz gözeyiz ve gözlerimiz birbirine kitlenmiş, ayıramıyoruz.

Iğdır’a gittiğim zamanı hatırlıyorum, Ağrı Dağı’yla buluşmamızı.  Sonra Boulder, Colorado’daki Flatirons denen sıra dağları.  Hoop geri sar çocukluğum Ankara, Oran Sitesi’nden hep bir gözümün takip ettiği Elmadağ zirvesini.  Olimpos’ta denizden Tahtalı Dağı’na hayranlıkla hipnotize olur gibi dalışımı.

Hala bazen İstiklal Caddesi’nde, şehrin orta yerinde kalabalık gürültü ayarları oynatmışken hayal ederim, yok yok çağırırım bu dağları.  İçimin dikiz aynasında hep bir gözüm o dağ görüntüsünü takip eder, bir tarafım hep o dağla yürür.

Dağ gibi.

Buradayım.
Sağlam, diri, gücümle duruyorum.
İzliyorum.
Müdahale etmeden, yargılamadan, sorgulamadan.
Duruyorum böyle, kendimde, sapasağlam.
Varım, yanındayım.
Buradayım.

Gönüllü çalıştığım çocukları düşünüyorum, ilkokulda.  Her yaştaki çocukları, insanları düşünüyorum.  Ağlayan bir çocuğa sarılmak, onun yaşadığı duygusal krize fiziksel bir sınır getirerek, onu sarıp sarmalayarak bir anlamda “bu da geçecek, bunun da bir sonu var, yanındayım ağlayabilirsin, güvendesin, kaybolmadın” mesajını veriyor ve duygularını güvenli ifade etmesine imkan veriyormuş uzmanlara göre.

Beni sarıp sarmalayan, beni çapalayan dağları düşünüyorum.

Yanında huzur bulduğum, tedirginliklerimin dağıldığı, beni topraklayan nadir bulunan dağ gibi insanları düşünüyorum.  Dağ gibi adam.  Dağ gibi kadın.  Dağ gibi insan.

Dağları düşünüyorum.  Kimbilir nice zamansız zamanlardan, mekansız mekanlardan toparladığı, görüp geçirip biriktiği gücüyle hemhal edip, içimdeki dağı uyandıran dağları düşünüyorum.

Erciyes’e kitlenmişim, Kapadokya’da baktığım her yönde onu göresim var.  Görmesem de hissediyorum.  Bir bahar dalının arkasından yakaladığım görüntüsündeki karlı zirvenin heybetini ve zerafetini içime alıyorum taze dağ havasıyla.

Buradayım, varım, yanındayım.

elif

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir