Bir Şans Daha


“Dünya sabırla duyularımızın keskinleşmesini bekleyen sihirli şeylerle dolu.”
W.B.Yeats

Türkiye’deki Covid-19 açılımını takip eden ilk cumartesi evdeyim ve  günün çok büyük çoğunluğunu ekrandan uzak geçirdikten sonra bir film izlemeye karar verdim.  Birden önüme geçtiğimiz yılbaşından beri isteyip de seyredemediğim Last Christmas / Bir Şans Daha filmi çıktı, hah dedim tam benim kalem romantik komedi. Gerçekten de kalp ısıtan, çok tatlı bir film çıktı, en azından benim için.

Filmin alelade birkaç sahnesinde başroldeki Katarina, Kate, eve gitmek için otobüse biniyor.  Bu sahnelerden birinde aniden kalakaldım. Metroya, otobüse, herhangi bir toplu taşıma aracına binmenin ek bir stres haline geldiği şu günlerde acaba ne zaman hayat normale dönecek? Ne zaman “normal”deki gibi belki kaygısızca otobüse atlayıp Bebek’e, vapura atlayıp Kadıköy’e gidebileceğim diye bir düşünce geçti aklımdan.

Çok yürüyen, bolca vapur, metro, bir miktar otobüs ve minibüs, ancak çok gerektiğinde taksi kullanan biriyim.  Araba kullanmayı istemediğim için, belki hiç merakım olmadığı için, bir arabamın olmasını ya da özel arabayla gidip gelmeyi ya da şöför kullanmayı pek bir ayrıcalık olarak göremedim, çok da istemedim.  Benim ilginç bakış açım olabilir.  Otobüs, vapur ve iskeleler, duraklar eskiden beri benim hayatla karşılaştığım, değişik insanlarla aynı teknede olduğumu hatırlatan, seyretmeyi ve dinlemeyi seven, merakla bakan tarafımı besleyen yerler oldu.

Filmdeki bu sahne tam da içinden geçtiğimiz bu fantastik dönemde, çoğu insanın alelade veya yük saydığı, küçümsediği ya da sadece farketmediği basit bir otobüs yolculuğunu yapabilmenin bile ne büyük bir ayrıcalık olduğunu bir anda tekrar zıplattı önüme.

Sadece bir otobüs yolculuğunun değil, hayatın her anının fark etmediğimiz birçok basit mutlulukla dolu olduğunu tekrar hatırlattı – gönlüm bir anda doldu, gözlerimden taştı.

Şu yazan ellerim, gören gözlerim, sıcak bir yuvada içimde sevgiyi hissedebilmek, şu nefes, bu an, ve her an, her an bir yolculuk ve bir ayrıcalık.  Bize verilen her nefes, her an bir şans daha.

Her anın bize sunduğu bu mutluluk şansını yakalayan, o anın içindeki güzelliği, neşeyi gören açık gözler, açık kalpler, dingin zihinler ve sihirli bakış açıları diliyorum hepimize…

Şu an bu yazıyı yazabildiğime, her gelen kelimeye, okuyan gözlerinize şükür.  Siz okurken neredesiniz, şimdi tam da bu an etrafınızda, içinizde sizi bekleyen hangi güzellikler, hangi tatlı süprizler var?

Bir şans daha…

elif

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir