Ellerim
Şu dönemde tüm dikkatler eller üzerindeyken yıllar önce onlara itafen yazdığım bir yazımı hatırladım, tekrar paylaşıyorum aşağıda. Toprağı ekerken Anadolu’da “benim elim değil Fatma Ana’nın eli” derler can suyunu dökerken, bereketli olsun diye, aslında onun şifa enerjisini çağırırız bunu yaparken kendi ellerimize… Ellerimiz şifa ve güzelliği davet etsin ve dağıtsın her daim, ele avuca sığmayan yaşam neşesiyle doldursun ve sevsin bu eller kendimizi ve hayatı, bu eller uzansın ihtiyacı olanlara şefkatle, cömertlikle. Şu zor dönemlerde “elleriniz dert görmesin” derler ya ne güzel söylerler elleriniz dert görmesin… Ellerimiz o engin gönüllerin uzantısı ve sevginin, paylaşmanın aracısı olsun, el ele gönül gönüle sağlıcakla geçirelim bu günleri…

Gözüm ellerime takılıyor mutfak tezgahının üzerinde. Portakalın üzerine çizgiler yapmama rağmen çarpık çurpuk çıkan kabukları soyarken şekilden şekilde giren ellerim.
Ellerim.
Bu eller. Bir an başka birinin elleri gibi geliyorlar, sanki ben kumanda eden değil izleyenim bu elleri. Devamını Oku…