Konu Mankeni

Neredeyse her sabah olduğu gibi bugün de yürüyüşteyim. Her sabah ayrı telden çalıyor olabiliyorum, ve uzun fıstık çamlarının altında, güneşin doğuşunu takip eden az insan ve az arabalı saatlerde, taze havada yaptığım bu yürüyüş beni hem uyandırıyor, hem dengeliyor ve de güne açıyor, uyku aleminde uçuştan gelen bedenimi toprağa indiriyor.
Bu sabah aslında, bir buçuk gündür içime düşen ve dalga dalga gelip çözülüp, sonra yine gelen sinir mi, sıkışıklık mı ne olduğunu zihnimin anlamadığı, boğazımla göğsüm arasında bir yerlere konuşlanan garip bir enerjiyle birlikte yürüyorum. Nasıl olsa da patlasa bir dışarı çıksa dönüşse diye yer arayan bu enerji adımlarını büyütüyor, hızlandırıyor, neredeyse koşacağım yani. Belki de diyorum, her günki gibi 40 dakika değil de şöyle 3 saat filan yürüsem atarım. Yok yok o da değil demek ki, normalde yürüdüğüm noktanın az ötesine kadar gidip dönüşe geçiyorum. Devamını Oku…