Bir Başka Dans

yumuşakça,
yavaşça,
var ama yok gibi.
algılar açık
süzülüyor
minik dev güzellik.
“Kendimle çelişiyor muyum? Pekala öyleyse, kendimle çelişiyorum.
(Genişim ben, çokluklar var içimde.)”
Walt Whitman, Kendi Şarkım

yumuşakça,
yavaşça,
var ama yok gibi.
algılar açık
süzülüyor
minik dev güzellik.

Birden farkına vardım ki
En sevilesi
İkindi vakti
Sanki günün en kayıp zamanı
En az tanımlanmış
En başıboş
En kendi halinde
En el değmemiş
İkindi… Devamını Oku…
İki gün önce Gümüşsuyu’ndan otobüsle inerken elinde bir çekçek arabasıyla yokuş yukarı doğru çıkan bir antikacı gördüm. Büyük metal tekerlekleri üzerinde ahşap bir kasadan oluşan arabasının üzerinde sadece bir bambu sandalye vardı, ve birden şöyle düşündüm: “Adamın arabası bambu sandalyeden daha ağır, tekerleklere rağmen o arabayı çekmek için çok zorlanıyor, sadece bambu sandalyeyi taşısa daha kolay, daha hafif olmaz mıydı?”
Bu beni kendi hayatıma, hayatlarımıza ışınladı, ve fark ettim tekrar: Bazen gerçekten çok basit ve kolay olacak birşeyi kendimiz zorlaştırmıyor muyuz, aynı bu örnekteki gibi? Devamını Oku…
beklenmedik güzelliklere bırak kendini
bugün
de şaşırtabilir
hayat seni Devamını Oku…

Bu yeni ayda bilmiyorum neden kendiliğinden bunu çizdim. Benim için bir tür kutsal üçlü sanki bu resimde birleşti: Tohum, Toprak Ana, Meryem Ana ışık içinde, ışık halinde.
Kutsal olan nedir? Birçok cevap verilebilir illa bir cevap peşindeysek belki…Dönüp bakıyorum içime sanki benim için benden ayrı, dışarıda birşey değil kutsal olan, dokunulmaz değil. Devamını Oku…

bu sabah parkta
ağaçları duydum fısıldaşırken
eminim bahar rüzgarına yaslanmış
kulaktan kulağa oynuyorlardı
taş basamakları
tek tek çıkan kumru kuşunun
vardır elbet bir bildiği
uçabilecekken…
Sanırım bir ay önceydi, ben bir kafede oturup da o gün dolaşan düşüncelerin, içimdeki pırpırın da oturup şöyle bir yerleşmesini, bir boş alana doğru uçuşup açılmasını beklerken birden kendimi “koşmayacağız, koşmayacağız” diye tekrarlarken buldum.
Devamını Oku…