Belki

Belki yanılıyorum.
Belki. Yanılıyorum.

Birkaç gün önce bir sabah böyle uyandım, ve yazdım.
Belki yanılıyorum.
Belki bir başka olasılık var, belki başka olasılıklar mümkün. Belki.

Düşündükçe bu belki iyice büyüdü ve kabardı içimde.  Düşündüm “belki” ile yaşamak, zihnin muhtelif ceplerinde “belki”ler taşımak ve hatırlamak, sıkça çıkarıp kullanmak aslında ne kadar  faydalı olabilir. Devamını Oku…

Nar tanesi Nur tanesi

Bu akşam mevsim meyvelerinden nar yemek geldi içimden.  Dolaptaki iki nardan hafifçe kıyısından kararmaya başlamış olanı aldım, ve başladım nar ayıklama ritüeline.  Ritüel çünkü önce nar kıyafeti giyiliyor, malum nar lekesi saygı duruşu istiyor. Bazen düşünüyorum süprizlerle dolu bu sürece dalgıç veya astronot kıyafeti de yakışır aslında, ne de olsa bir gezegen diye dalıp bin parça yıldızla çıkıyorsunuz içinden aynı çarşı-pazar tekerlemesindeki gibi.  Ama bu seferlik üzeri sık çiçekli lekelense de göstermeyecek önlüğüme baştan aşağı dolanıp girişiyorum işe. Devamını Oku…

Dişi Kuş

“Her kuş her insana bir parça uçmak hediye eder çünkü. ” -Ece Temelkuran

yuvayı yapan dişi kuş
bir şarkı tutturmuş
öyle bir ev olsun ki
içindeki ben
benden özgür olsun
yuva mı yapıyor yola mı çıkıyor
belli değil.

vintage elif, 2010

Shangri-La’da Uyanmak – 1

Bir sonbahar sabahı vapurla karşıya geçiyorum, Beşiktaş iskelesinden hareket etmek üzereyken kafamda bin türlü düşünce uçuşuyor.  Yeni dönem nasıl olacak, trafik, şehir, iş ev durumları gibi tipik endişeli düşünce sarmallarının birinin içinde yolculuğa çıkmakta olduğumu fark ediyorum.

Açıkçası genel dünya ve ülke durumları, medya ve sistemin anlattığı hikayeler ve yurdum insanının artık otomatik bir zihin programı haline gelmiş “şikayet-drama-acılar- kurban” söylemleri ekseninde böyle düşüncelere kapılmak gerçekten kolay.  Ve tam da bu dönemde esas işimizin bu tünele girdiğini ve negatif sarmala yakalandığını görmek ve dikkatini farklı bir noktaya yönlendirebilmek olduğunu düşünüyorum. Devamını Oku…

Esinti

“Rüzgar içimde ıslık çalıyor.
Çıplağım.  Hiçbir şeyin, hiçkimsenin efendisi değilim, kendi inançlarımın bile.  Rüzgara karşı duran, rüzgarın çarptığı şu yüzüm ben yalnızca; yüzüme çarpan rüzgar da benim.”

Eduardo Galeano “Kucaklaşmalar Kitabı”

İçimdeki Canavar

İçimdeki canavarı gördüm.
Can çekişiyordu.
Gözlerine baktım.
Sevgisiz sessiz içimde kalmış.

Açtım zincirli kapıyı
Serbest bıraktım. Devamını Oku…