Dağ Gibi

Uçhisar Güvercin Vadisi üzerinden Erciyes’i seyrediyorum. Daha doğrusu sanki göz gözeyiz ve gözlerimiz birbirine kitlenmiş, ayıramıyoruz.

Iğdır’a gittiğim zamanı hatırlıyorum, Ağrı Dağı’yla buluşmamızı.  Sonra Boulder, Colorado’daki Flatirons denen sıra dağları.  Hoop geri sar çocukluğum Ankara, Oran Sitesi’nden hep bir gözümün takip ettiği Elmadağ zirvesini.  Olimpos’ta denizden Tahtalı Dağı’na hayranlıkla hipnotize olur gibi dalışımı. Devamını Oku…

Leylekli Şiir

mart ortası
leylek tarlası

baharı getiren
bu leylekler mi,
seni getiren
bu leylekler mi,
yeşeren çimler
içimde
sen mi?
sin?
yoksa ben mi?

vintage elif, 2009

Bir Ara

 

ben kendimle kendim arasında bir aralığım.

 

 – Fernando Pessoa

 

Mutlu İnsanlar Mutlu Hikayeler

Şubat’ın son günlerinden birinde vapurla Kadıköy’e geçiyorum.  Havada değişik bir ışık var, bir yanda güneş bir yanda ay.  Martılar yanıp sönen yıldızlar gibi gözüküyor Boğaz’ın üstünde.  Değişik bir ışık.  İskeleden çarşıya girerken işte bu fotoğraftaki görüntü karşılıyor beni.

“Mutlu insanlar, mutlu hikayeler” yazısı bu değişik ışıkta sanki akşam aydınlatılmış gibi öne çıkıyor ve bir yerlere götürüyor beni.  İster istemez duruyorum, bakakalıyorum.  Ne enterasandır, ancak kameranın yakaladığı o anın fotoğrafına sonradan bakarken farkediyorum kareye giren trafik ışığındaki kırmızıyı – neyse ki gözler, ayaklar, kalp bir şekilde durmuşum ben zaten.

Bu fotoğrafa baktıkça bakasım var.  Ayy ne hoş bir yazı deyip geçmek var… da öyle olmuyor. Devamını Oku…